Dublaj Aşamaları

Bir filmin yurt dışından ithalinden Türkçe seslendirilmiş olarak izleyiciye sunulmasına kadar olan süreçte neler yapılır? Bir başka deyişle, yemek pişirilip sofraya getirilmeden önce hangi aşamalardan geçer? Bu, pek fazla bilinen bir konu değildir.

Bu konuda bir ekol olarak kabul edilen ve Türkiye’nin en değerli seslendirme sanatçılarının yetiştiği TRT Ankara Televizyonu’ndaki uygulama şöyledir:

Kurumun satın aldığı bir filmi, önce Seslendirme Müdürü izler ve müdürlüğüne bağlı yönetmenlerden birini, o filmin seslendirilmesiyle görevlendirir. Kuşkusuz TRT bünyesinde görev yapan yönetmenlerden her biri titizlikle seçilmiş, kendi konularında uzman ve her türlü filmi rahatlıkla seslendirebilecek nitelikte kişilerdir. Ancak, doğal olarak onların arasında da, savaş filmlerinde, duygusal filmlerde, kovboy filmlerinde daha rahat ve istekli çalışanlar olabilir. Aynı şekilde, kalabalık kadrolu dev yapımların seslendirmesini yönetecek yönetmenin de, bu alanda kendini kanıtlamış, deneyimli biri olması beklenir. İşin özelliği nedeniyle, Seslendirme Şube Müdürü de, genellikler yönetmenlikten yetişmiş ya da yıllarını bu uğurda geçirmiş uzman biridir. Filmi izleyen Seslendirme Müdürü’nün yönetmen seçimi ile ilk adım atılmış olur.

Yönetmen, filmin her şeyidir. Filmin seslendirilişi ile ilgili her türlü fatura ona çıkarılır. Yönetmen, filmin başarısına ya da başarısızlığına imzasını atan kişidir. Bu nedenle yönetmen, stüdyo aşamasına gelmeden bir ön çalışma başlatır; filmi izleyerek hangi rolü kimin konuşacağına karar verir. İşte o filmin ruhu, bu çalışmada gizlidir. Yönetmenin yaptığı bu çalışmaya kast çıkarma(casting), ya da rol dağıtımı (distrübisyon) adı verilir. Yönetmen ayrıca, her rolün (özellikle belli başlı rollerin) yedek kastını da hazırlar. Çünkü filmde önemli rollerden birini konuşmasını istediği sanatçı, kayıt günü uygun durumda olmayabilir.

Bir başka kentte, aniden rahatsızlanmış, turnede, çekimde olabilir. Durum böyle olduğunda, o sanatçı ayrıca stüdyoya uygun olduğu günde davet edilerek kanal çalışması yapılabilir. Ancak, sürenin yetersiz olduğu durumlar söz konusu olduğunda, yönetmen, konuşturacağı sanatçının yerine de onun ses rengine yakın birini düşünmek zorundadır.

Bu arada filmin orijinal diyalog metni, çevirmene verilir.

Bütün bunlar olurken, teknik ekip de, filmin prova enter ve dublaj olmak üzere üç kopyasını çıkarır. Prova bandı, adından da anlaşılacağı gibi, sanatçıların prova yapması, filmi izlemesi, kimi nasıl konuşacağını görebilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Enter bandından ise, filmde konuşmalar dışındaki bütün sesler(otomobil gürültüleri, ayak sesleri kuş cıvıltıları gibi (efektler) vardır. Dublaj bandı, filmin seslendirilmesi aşamasında, stüdyodaki seslerin kaydedildiği banttır.

Yönetmen, stüdyolardan sorumlu birimle görüşür. Stüdyoların uygunluğuna göre, kayıt yapacağı günü ve saati saptar.

Artık sıra, sanatçılara haber vermeye gelmiştir. Asistanlar tarafından sanatçılar tek tek aranarak, rol önerisinde bulunur. Bu görüşmelerin ardından, kast kesinlik kazanır. Çeviri metni, sanatçılara dağıtılmak üzere fotokopiyle çoğaltılır, bir sureti ön denetime gönderilir. Denetçilerin “Yayınlanır” onayından sonra, kayıt saati beklenir. Zamanı gelince de stüdyoya girilir, kulaklıklar takılır, mikrofonlar ayarlanır ve yönetmenin “kayıt” komutuyla, filmin seslendirilmesine başlanır.

Ahmet Şahin AKSOY’un “Seslendirme Sanatı” adlı kitabından alınmıştır.

5 Yorum

  • Ferit dedi ki:

    ben bir şeyi merak ediyorum bir filme dublaj yapılırken konuşmalar cümleler halinde ayrı ayrı kaydedilip, gerekli ayarları yapıldıktan sonradan mı birleştiriliyor, yoksa film baştan sona tek seferde mi seslendiriliyor? bunu gerçekten merak ediyorum.

  • Erdem dedi ki:

    tabi ki baştan sona tek seferde seslendiriliyor cümleleri birleştirmek saçma olmaz mı?

  • faysal dedi ki:

    sana katılmıyorum erdemcim ben radyocuyum. senin söylediğin o eskidendi bilgisayarlarla bilgisayar porgramlarıyla bu işler yapılamadan önce kasetlere kayıt yapardık ve bütün metni baştan sona hiç hatasız bir şekilde seslendirmeye çalışırdık ve bu bir işkenceydi şimdi durum değişti seslendiriyorum beğenmediğim yeri kesip atıyorum. yenisini yapıyorum. eskisi gibi değil artık dahası seslerle oynanıyor ve saire

  • hamza deveci dedi ki:

    20 ye yakın farklı tonda ses çıkarabiliyorum.öğretmenim, işimi çok seviyorum, seslendirmeyide

  • dorna pirshahverdi dedi ki:

    en çok merak ettiğm şey bu ki dublej alanında eğitim alanların acaba kaçi başarılı yoksa herkese göre mutlaka bi seslendirme uyabilir mi?yabancıyım tam doğru cümle kuramadım belki ama çok seviyorum dublajı.eğitim alindiğnda hemen anlaşiliyormu ki ses seslendirmek için uygun mu yoksa değil mi?

Yorum yazabilirsiniz...

Not: Yorumunuz moderatör tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.